Ölümü gösterip sıtmaya rıza etmek!

Bu satırların yazarı çocukluğundan beri aralıklarla radyo-tv ve diğer iletişim vasıtalarında “milletçe zor günler geçirdiğimiz şu günlerde” cümlesinin; sesli görüntülü yahut yazılı haliyle karşılaştı.

Bugün hâlâ aynı söylemler etrafında siyaset yapıldığının ve yapılan bu siyasete yine değişmeyen ve demokratik ülkelerde pek benzeri görülmeyen muhalefet etme seremonisinin süre gittiğini görüyor.

Toplum için bir şeyler yapmaya çalıştığını söyleyenlerin artık siyasi kamplaşmaların etkisi ile sadece oluşturdukları “kendi toplumları”nın fikri çerçevesinde ve diğer toplum kesimlerini küçümser yahut görmezden gelir söylemlerle karar alıp uygulamaya koymaları yıllardır bu milletin yaralarını derinleştirmekten öteye gidemedi. Her gelen “kendi toplumu”nun ihtiyaçlarını önemseyip karşıt siyasi görüşte olanları görmemeyi tercih etti.

Tüm bu gelişmeler olurken arada bir “Millet” kavramının Milli ve Manevi günlerde hatırlanan “nostaljik” bir kavram özelliğine bürünmesi ise maalesef “Bin yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşayan” bir Milletin tarihine belki “kara” olmasa da “gri” tonlu bir leke olarak düşecek bahtsız bir durumdur.

Hep merak etmişimdir; “Halk böyle düşünüyor” diyenlerin kaç tanesi bu sözü söyleyecek kıvama geldikten sonra “böyle düşünüyor” dediği halkın içinde yarım saat yürüyebilmek zahmetine katlanmıştır…

Malumunuz olduğu üzere, 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa Paketi Referandum oylamasına gidilecek.

Bu süreçte Hükümet kanadı ‘evet’ oyu kullanmayanları (yani kendi gibi düşünmeyen halkı) neredeyse terör yandaşı ilan edecek söylemlerle meydan meydan dolaşırken, Muhalefet kanadı ise ‘hayır’ oyu kullanmayanları (yani kendi gibi düşünmeyen halkı) hükümet partisinin (afedersiniz) yalakası hatta daha da ileri gitmek sureti ile “köpekleri” demek cüretini gösterebiliyor.

Yukarıda aktardığımız manzara bu milletin gözleri önünde cereyan ediyor.

377 Milletvekiline sahip bir partinin halkın tüm kesimlerinin görüşünü alıp ortak ve komple sıfır kilometre bir Anayasa taslağını halkın önüne çıkartamamasının kime ne derse desin büyük bir “başarısızlık” ve “beceriksizlik” olduğu kanaatindeyim.

Şimdi önümüzde bir taslak var. Benim ne düşündüğüm sorulmadan bana ya “evet” ya “hayır” diye dayatılan bir taslak. İçerisinde “evet” diyeceğim maddelerde var “hayır” diyeceğim maddelerde. Bir vatandaş olarak bana “ölümü gösterip sıtmaya razı gelmek” şıkkından başka şık tanımayan yöneticilerin tümünü Allah’a havale ediyorum!

Hazan Mevsimi

2 Yanıt to “Ölümü gösterip sıtmaya rıza etmek!”

  1. Bırakın okumayı sevmeyi gazetelerdeki resme bakıp anlamaya çalışan millet olmuşken bizler;anayasa sizce halkımız okuyupta mı “evet” yada “hayır” diyecek.en vahim durumu ise buna “evet” diyen Siyasi kanatlarımızın ne denli bu anayasayı anladıklarıdır,tabi anladılarsa ..

    Bence ilköğretime yeni bir ders konulmalı “OKUDUĞUNU ANLAMA” .. yoksa durumumuz içler acısı.

  2. Ömer Yeşilkaya Says:

    kendi taslağını hazırladıktan sonra diğer parti ve cenahları gezmeye fikir almaya başlayan bakanlarımız,başbakanımız,taslakta hiçbir değişikliğe gitmeyerek o gezi ve ziyaretlerin formalite icabı olduğunu gösterdiler. beklentileri karşılamayan bir taslak ve yetersiz ötesi..o kadar milletvekili ile sadece bu yapılabiliyorsa, bunun adı ”beceriksizlik…

uhuvvet için bir cevap yazın Cevabı iptal et